3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
768
Okunma
Şimdi bir yağmur yağsa
Damlalarının rengi
Kokusu ahengi
Dile dudağa değinceki tadı
Önemsiz
Sadece bir yağmur yağsa
Hangi iklimden geldiği belirsiz
Cismi görünmeyen
Öyle banklara kaldırımlara
Caddelere vapur güvertelerine
Martı kanatlarına simitçi tezgahlarına
Öksüzlerin düşlerine
Kadınların saçlarına
Adamların siyah paltolarına
Terminallerin soğuk duvarlarına
Saçak üstlerine
Evlerin çatılarına
Ekinlerin başlarına
Toprağın derinine
Tren raylarına
Otobüs duraklarına
Sigaranın son nefesine
Umudun dikenli tellerine
Mahpusluk türkülerine
Göç sancılarına
Yaraların kabuklarına
Tılsımlı kapılara
Çocukların masumiyetlerine
Kalabalığa ya da tenhaya
Uzağa ya da yakına
Susulana söylenene
Unutulana hatırlanana
Çözülmüşe çözülmemişe
Yani herhangibir yere değil
O yağmur tam da benliğime
Yüreğimin ortasına yağsa
Zamanın ilmine benzese
Kelimelerin serüvenlerine
Kubbe gibi olsa örneğin
Sarıp kuşatsa
Arı sokması gibi aniden
Kayın ağaçları gibi bilgece
Hayat kandırmacam kadar kabarık,
Sonsuzluk kadar uzun, dipsiz
Bir şiiri andırsa
Bir masala dokunsa
Bulutla ayla güneşle
Hiçbir doğa olayıyla ilgisi olmasa
Arıtsa silse süpürse
İçimde yıllanıp kalsa
Şarap misali
Kayıkhanelere uğrasa benimle
Balıkçı barınaklarında sabahlasa
Gece olsa her yan,
Ama korkmasam karanlıktan
Hani son kez nefesimi alırken ben,
Dudaklarıma yalnızca
O dokunsa
Bir yağmur işte
Görülmemiş, duyulmamış
Şarkılarda resimlerde rastlanmayan
Kırık, kırgın ve ışıklı...
5.0
100% (3)