9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2848
Okunma
Sahibi olabilir misin gardiyan gecelerin?
Sabahı beklemeden çıkabilir misin?
Çığlığın, uçarı yalnızlığa dönüşmeden
Sırılsıklam lacivert kokmalı her yer
Şehri sulayan travestiler,
Gazete manşetlerinde, fütursuz bir duman altı
Akla ilk gelen ’’küçük İSKENDER’’
Tenimde haylaz ötesi bir renk
Esmer olmalı...
Beni gece yarısı siyanürlü evlere götür...
O vurgun yemiş dar sokaklardan geçerek
Hayaletler dolaşıyor, göbeğimin orta yerinde,
Bite benziyordu-pireler…
Etmiyorum aldırış bir tek cümlene senin
Toprağa karışıyor iskeletli balonlar
Şehre bir kadın düşmüş diyorsun yalın ayak.
Yaralarına saçlarımın kızıllığını sürüyorum
Tırnak arasına sıkışan gençliğinden öte
Firari bir mahkûmu oynuyorsun hiç utanmadan
Sokakta bir sen bir de ben,
Tecavüz edilen dilimize inat...
Yırtık caddeler geçiyor önümüzden
Sana takılıyor dilimin yağlı urganı
Şeker kokuyordu her yer
Sesin, kirpiğine okşuyor beni
Köküne giriyor gözleri gecenin
Gidip geliyorum üzerinde
Kumraldı saçın, uyurken içimde
Ve sen hala körpe cinayetler peşindesin…
Mandal, deliğine uğruyoruz inmeden...
Bedenin kılçık balığı gibi batıyor boğazıma
Menüden çıkar gibi oluyor içim
Cömert dilenciler bulun bana
Birde görünmeyen gizli sözler…
Değişik intiharlara süsleyin beni
Kutsal suyundan içmeli devrik cümlelerin
Bana bu gece hüzünlü orospular bulun,
Şehri altını üstüne getirmeli
Yanındaydı sokak satıcıları,
Bağımlısı olduğun kadınların
Ölü bir çocuk, kilitlemiş kendini rahmimin öte yerinde
Artık uyumak istiyorum, bütün yapraklar okşasın kederimi
Dudağımda ürkek bir şiir
Dokunulmazlığı alınıyor elinden bir okurun
Hadi! Getirin bana, haylaz kokan, delikanlı orospuları!