2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1934
Okunma
Aralık yaklaşınca hep böylemi olur?
Böyle çelimsiz, soğuk, kara-kuru çocuk
Zoraki günlerini bekliyoruz oturmuş…
Şu denizin ırzına geçen balıkçılara,
Kirpiğine değen, papatyadan selam göndereceğim
Bizi bu ayrılıkta buluşturan her kese…
Anılar; usulca boynumu büküyor(sun)uz
Göz kapaklarımı yaktım, ıslanmasın,
Düşmesin diye, akşamdan, geceye bir zılgıt
Başlar Şehrin iki yakasında korkularımız
Benim, sarhoş, serseri aşklarım var
Sus! Göğsümde uyuyor iki anarşist
Nasıl anlatırım seni, antilopların
Kızgın gözlerine, (sidik) kokan aşklarını?
Beynime nasıl enjekte ederim
Unutulmuş odalar değil mi yolculuğumuz?
Bana bir elbise giydir, içinde bütün renkleri olan
Yandan tara saçlarını, elbiseme kardeş olsun bakışların.
Keşfedilmemiş akşamlara, bakire rüzgârlar ısmarla.
Kanatlarında bekleyecek.
Seni bir kadın…
Bu günler böyle geçmez inan
Omuzlarım yine gül suyu kokacak
Yine kadife bakacağım
Karşı-ki kıyıda esmer delikanlılara
Ve sen, sadece uğuldayan…!
Güneş yine güzel açacak
Yine güzel bakacağız vapurdan inen işçilere
Kapa gözlerini
Boşuna değil bu gayretim
Bu şiir boşuna değil!
Ayrılık balabanda saklı
Sevgilim,
Bir gün bütün bu sabahlar bitecek
Ve ben, çekip gitmiş olacağım
Okuyup, anladığında sen
Beyoğlu geceleri, sende şahit ol
Bu buruk, sonbahar akşamına
Hangi masada, bir karanfil bulacağım bir gün?