9
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1954
Okunma
Masal bu ya
oktan fırlamış yay
ve Ay
krater yüzlü çocuk
ey kardeşim, suların saçlarına şarkı söylediği bir çoban yıldızıydı sevgili
orda martılar tanrının suretine gülümserdi
mavinin kanına dinamit yaralı balıklar tünerdi
gökyüzü saklamazdı yüzünü bizden,
utancından dokunmazdı rüzgar- kuma çizdigim gamzeye
nerde uçurum varsa- uçurtma merakım yüzünden
orda düşerdim o şehrin gece söylencelerine
yeşilin gözyaşı- ah bir bulut olsam- orda yağmur
çıplak ayaklı Tanya’nın ıslak kirpikleriyle kapatırdım gülümsememi
Masal bu ya
bir akşam üstü
feodal kabuğunda çıkıp Anka
bütün kuşların rağmına
orda bir dag- ilk yaz çiçeklerinin bir ağızdan-
bütün güzelliğini giyinip - aşka bitap
sen gelirsin her düş bozumu
masal bu ya
Alfabe
bu benim dedim
hatırlıyorumda da bir sevgili
büyütür o kenti- ıslak ayaklarıyla
o işte kendini kıran ayna
büyü bozan lahza
kifayetsiz kalma halim
onun elleri, teğellenmiş bir deniz
masalın en eski çizgisinde
uzun bir cümlenin ortasında...
Masal buya
nerden geldin, ne güzel seviyorsun -demek istiyorum- ellerine...
CC_
5.0
100% (17)