15
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
3204
Okunma

Bozmayın ne olur yüreğimdeki sessizliği
Ne olur dokun mayın yüreğimin sancılarına
Bırakın öyle kalsın kala kaldığı yerde
Ne derman ne ilaç ne bir tatlı söz
Yitik gecelerin seferberliğin deyim
Ömrüm yağmur akan damlalar çamurdan
Kıyıma vurmaz mutluluğun dalgaları
Ahengin sinesinde bir yudum direnme çığlığı
Haykırışlar nara ile dolsa da
Umutlar gecenin karanlığından şafağa gebe kalsa da
Yüküm ağır maden ocakları devrilir üzerime
Yaşamakla ölüm arasında kifayetsiz bir hayatın
Dem tutmadı daha benliğim acıların içerisinde kavrulurken
Yetim sokak çocuklarına dökülürken gözlerimden yaşlar
Bir mendilin peşinden koşan çıplak ayaklar
Üşüyen yüreklere ve sarsılmadan dimdik duran bedenler
Hangi söz ısıtır acaba benliğimin derinliğindeki soğuk mabedimi
Hangi kelime yeniden hayata sarılmama neden olabilir ki
Çekin artık ellerinizi ayakta duran cesedimin üzerinden
Yolum fani cehenneme doğru yönüm yok hiç bir sonum
Yeter ulan yeter bunca derdi taş olsa çekemezken
Kocaman kalabalığın içinde yalnızlığımı idam ettirdiniz benliğime
Mutluluğun adına değmez yüreğimin sinesine bir kelam
Umut olsam ne yazar haykırış olsam kim duyar
Dünya dört duvar arasında sıkışıp kaldı
Titreyen yüreğim alevler içerisin de buzdan bir dağdı
Mutluluğun içinde sadece gözyaşı akıtan bendim
Tutulmaz derdimin bir köşesinden
Madara edildim
Çekin artık ben de olan neyiniz varsa geriye
Sözlerinizi ellerinizi dilekleriniz bakışlarınızı
Ne varsa ben de olan her şeyinizi
Bırakın benliğim benliğimle hesaplaşsın
Doğma ey dünyayı aydınlatarak üzerime zere kadar düşen güneş
Ey gecenin zemheri karanlığında saklanan ay
Artık sizden tüm dileklerimi geri çekiyorum
Ben artık postumu çakallar sürüsüne emanet ettim
Bir daha geri gelmemek ve bir daha sevmemek adına…
________________________Hoşça kal Ömrüm…
5.0
100% (19)