telefonda konuşabilir abim müsait oldugunuz bir gün

Bu arada bir seyi de sormak istiyorum;

Siir kitabiniz kac sayfa ve kac siirden olusuyor?

Siirlerin kitap olarak ele gelmesi, bebegin dogum sonrasi kucaga gelmesine benzer herhalde. :) O hengâme ve heyecanda, o mutluluk icinde dikkatlerin bir yerde odaklanmasi gayet normal.

Önemli olan bu "DOGUM"un HAYIRLI, sizin de mutlu olmaniz.

Türkiye'de olsa idim, dosttan davet beklenmez, deyip, mutlu gününüzde kesinlikle yaninizda olurdum. Lâkin, su an ki durumum, kalben yaninizda olmanin ötesinde bir imkân birakmiyor. Telafi ederiz insallah.

Hatta, bu aralar gelme durumum olmadigindan, sayet yanilmiyorsam, Istanbul'da ikâmet ettigini duydugum Mehmet NALBANT agabeyim^den mansiyon ödül törenine katilmasini ve parayi da önceden yardim ettigimiz aileye vermesini ricâ edecektim. Bu aralar SAiRAGAMI göremiyorum. Gördügünüzde müsait olup olmadigini sorunuz lütfen.

Vaktiniz müsait oldugunda ve seslendirmeye deger nitelikte dizeler buldugunuzda, okumaniz her zaman ki gibi benim icin büyük mutluluk ve onur verici bir durum. Biliyorsunuz. Bir "Bil Ki", "ALLAH ASKINA", "Kalpten Bakinca"... v.s v.s siirler sesiniz sayesinde büyük mutlulukla site site gezdirdigim eserler.

Zaten, önceden de belirttigim gibi, benim icin ASIL ödül bu sesler. En güzeli de, icinizden geldiginde ve vaktiniz oldugunda isteyerek seslendirmis olmaniz.

Bu vesileyle tekrar tesekkür ederim.

Selam ve DUA ile...

kıymetli dost uzun zamandır yeni kitabım la uğraşıyorum yogunluğu azaldı bu cumartes imersinde imza günüm var buyur gel:) onu atlatayım inşallah güzel şiirlerini okumak bir onur olacak...

Bu siir Mehmet NALBANT Agabeyimin sesi ile bulustugunda ödülünü almisti zaten. Sizin sesinizle bulusan dizelerim gibi yani. :)

Selam ve sevgiler Mustafa GARDASIM. (SAiRAGAM'in tabiri :) )

Hersey gönlünüzce olsun...

Çok teşekkür ederim ağabey. Aslında benim aklımdan geçen de buydu inanın. "Hak'tan gelene rıza" mânası, yerinde ve isabetli olmuş. Tekrar teşekkür ediyor, saygılarımı iletiyorum.

Bu şiir yazıldığında, "son dörtlüğün ne gereği vardı?" der gibi kalemime bakmıştım. Meğer boşa değilmiş;

Ben söylerim kara kalem yazıyor,
Her dizede Arif bir SIR seziyor,
Anlamayan, bu ne? deyip kızıyor,
Küsene de kızana da EYVALLAH...

Aradan hayli zaman geçmesine rağmen bu dizeler de muhatabını bulmuş.

Bu sitede şiirlerime son verdiğim halde, bu yoruma cevap vermek gerek, diye düşündüğümden, sizin için bir istisna yaptım.

Yorumunuzu farkettigimde geçmişi, çocukluk yıllarımı, fakirlik çektiğimiz günleri hatırladım.

Anam, bir avic dolusu fındığı kardeşler arasında sayarak bölüstürdügünde, mutlu bir şekilde payımıza düşen fındıkların kabuklarını kırar, içlerini büyük bir iştahla yerdik...

Yıllar yılları kovalayıp, yolumuz "gurbete" düşünce, fakirlik mâzide kaldı "çok şükür". Artık bir daha kabuklu fındık yemedim. Zahmetli ismis gibi göründü gözüme.Arzu ettiğimde, istediğim zaman, istediğim kadar, sayma ve saklama gereği duymadan, bazen avuç avuç yer oldum. Lâkin, eskiden o sayılı kabuklu fındıkların lezzetini bir daha bir türlü alamadım.

Dedim ya...Yorumunuzu okuduğumda bunlar aklıma geldi.

Zirâ, mazoşist değilse şayet, aklı başında olan hiç kimse kendisini ezene, üzene, musibete(gibi görünene), kedere, önüne engel koyana, hayalini bozana..."EYVALLAH", ne güzel olmuş, demez!

Lâkin bu işin bir de bir kaç adım ötesi vardır ki, oraya "SıRLAR ÂLEMi" derler. O "HASSAS EŞiĞi" aşmasını beceren, başaran Allah dostları "GÖZÜN GöRDüĞüNüN ÖTESiNDE" gönülleriyle, "KALP GÖZLERiYLE" bazı şeylere vakıf olmuşlar, Allah(cc)'in inayetiyle tabi. Her ne kadar biz o "HASSAS EŞiK" ten çok uzaklarda olsak dahi, çok şükür, inancımız gereği dünyanın bir imtihan yeri, Rabb'imin izni olmadan "YAPRAK DAHi KIMILDAMAYACAGINA" iman etmişiz. Sebeplerin ötesinde hikmetler olduğuna inanmışız, çok şükür.

Hayatı mücadelelerle, tabir yerinde ise, ENGEL ATLAMAKLA geçmiş, ihanetleri, nankörlükleri, hayalkirikliklarini yaşamış, "YAZ AYıNDA DALıNA KARLAR YAĞAN" birinin iki tavır seçeneği vardır;

isyan ya da kadere rıza!

Bu okuduğunuz şiir, yüzünde "ACı" bir tebessüm olan, mütevekkil, kadere rıza göstermiş bir kişinin duygularını yansıtıyor.

Söylemek istediği çok açık ve net;
Ey Rabbim! Tüm gayretlerime rağmen hayatım cilelerle geçti. Derdigim hep nankörlük, hayal kırıklığı, acı ve çoğu kez de gözyaşı oldu. Lâkin, hayatın imtihan, yaşadıklarımın da imtihanimin gereği olduğuna inanıyorum. Hayrin ve şerrin Sen'den geldiğine inanıyorum. Sen'den gelene boynumuz kıldan ince. Bize düşen, sabır, tevekkül, şükür. Sen'den her gelene EYVALLAH. Kabulümüzdür!

Yeniden hayata gelmek mümkün olsa ve sonucun aynı olacağını bilsek de bize düşen, ezilmemeye gayret, bozuk düzenle mücadele olurdu. Buradaki "EYVALLAH", haksızlığa, bozuk düzene rıza, acı ve gözyaşından "mutluluk duyma" değildir elbet.

Bizi YARATAN; "siz buna layıksınız" dediğinde, haddini bilene "NEDEN" diye sormak değil, "KABULÜM" diye RıZA göstermek düşer.

Umarım, fındıklar kabuklarından arındırılmış, zahmetsiz yenecek hâle gelmiştir. Afiyet olsun.

Size cevabımı verdiğim değerin bir ifadesi olarak değerlendirirseniz sevinirim. Zirâ, bu sayfada yaptığı yorumdan ne dediği dahi anlaşılmayan bir zât'i muhteremea cevap vermeyi dahi gerekli görmedim.

Selam ve SAYGıLAR...

Halil hocam şiir bir veda şiiri

hani gidiyorum herkese eyvallah türünden

Tesekkür ederim efendim.

Selam ve DUA ile...