12
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1661
Okunma

-Armut marmut ne bileyim işte şiir miir...Elimden gelen bu...Kara düzen devam mevsime inat...Hem kaldı iki armutum onuda kafama yeyip oturacağım bir güzel kenarı.Biraz ütü biraz bulaşık yıkayıp çekip çevirecem tüm dünyayı güzelce :-))
NULEN NE SAYIKLIYON ARMUT KAFALIM...BU TATİL SANA YARAMADI SANIRIM...ANLAŞILDI SEN BU İKİ ARMUTU BEKLİYON...
MATEMATİKSEL OLARAK BİR DÜZ MANTIKLA İKİ..STANDART KAYBOLAN SAYI...nULEN SALAĞIM 99 KALIYOR GERİSİ YÜZ...EEEE O ZAMAN BİR ARMUTUN KALDI HABERİN OLSUN....:-))
-ama sen bunu saymadın kiii :-)) acımadıki ...acımadıki :-)
NULEN DAHA ATMADIM Kİ ELİMDEKİ ARMUDU KAFANA :-))
KUŞLAR…
/ Önce denizdeki martıları vurdular
Ardından çatılardaki sığınmacı kumruları /
Tekmelenmiş vita kutusundan saçılırken toprak
Yere düşen begonyalarla soldu kırmızı sardunya
Eski bir geçmişin rüzgarı sallarken perdeleri
Yalnızlığın çığlığı yankılandı sarı odaların duvarlarında
Gece çöktüğünde çekerdi ay süngüsünü
Kanayan yıldızlar düşerken göğüs kafesine
Adı bilinmez sevdalara kalırdı karanlık
Kara akan akarsulara karışırdı bakışlar
Zemheri eskiten resimler üşürken koynumda
Düşerdi yaprakla birlikte çatıdaki kumrularım
O vakit üşürdü tüm ezgiler eskileriyle
Solgun yüzlü sevişmeler kanatırken şarkıları
Kırık notalar dudak ısırtırdı sessiz sokaklarda
Firari uykulara vurulduğunda paslı prangalar
Sakal uzatırdı uzayan sonbahar
Kasımlar dökülürdü hüzzam nakaratlarla takvimden
Berduşluğun sesleri duyulurdu serkeşliğin adımlarında
Nasırlı tutkular kirpiklere tutunurken
Meczupların sözleri saklandı kilitli sandıklarda
Ki bıraksalardı o kelimeleri göğe
Yer ağlayıp toprak kokusuna karışacaktı mavi
Az sonra kış düşecek üşürken kağıtlar
Beyaz bir resim çizilecek kar gibi
Titreyen bir kalemden iki satırla
Gazele kesilmiş eski sevdaların savrulduğu roman gibi
Bir kış bahçesine kalacak kavuşmalar
Vuslata giden yollar kesilirken kör bıçakla
Ölü martılar düşecek dalgalanan denizin köpüklerine…
Son kalan kumru tuğlanın üzerinde verirken son nefesini
Son çığlığını atmıştı denize düşen martı
Tek şahit kıyıda duran o kayık birde köşede duran o şairdi
Onlar da sustular solan begonyanın toprağını toplamak için…
/Vuruldu işte bir akşam üstü tüm yıldızlar ve tüm kuşlar…/
5.0
100% (15)