4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1209
Okunma

Tılsımıyla adımlarımı yönlendiren
yüzlerce günün ve gecenin yorgunluğunu taşıyan
eskimiş çizmelerimi
çıkarıp ayaklarımdan
Korku dolu dağların soğuğuna
göğüs geremeyeceğim söylendiği için
omuzlarıma aldığım hayal paltosunu
kapının arkasına asıp
Savurup bir köşeye
alaycı gülüşlerden, utandıran sözlerden,
önyargılardan, kem gözlerden beni sakınan
kaygıyla örülen kabuğumu
Ardımda bırakıp sahip olduğum onca gereksiz eşya
onca gereksiz aidiyet, onca yanılsama
onca idol, onca ezber, onca kutsallığı
Övgüleri, sövgüleri
Kurtulup bağlarımdan, ağlarımdan
Eskittiğim, artık taşıyamayacağım her şeyi atıp
ancak çıplakken, cesaretle,
kaygısızca giriyorum düş ülkesine
dünyaya gözlerimi açtığım günkü gibi
Hayretle ve ibretle bakıyorum dünyaya
bütün bunlara nasıl alıştık?
bütün bunları nasıl taşıyabiliyoruz?
kahroluyorum dışarıdan bakamıyoruz diye.
Barba
5.0
100% (5)