6
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1566
Okunma
artık, hidâyeti derin sularda batık bir tacirdim
hayallerini şâki kapmış mülteci...
bilsem ne travmalara bindirirdim cüssemi
ne kalabalık gar mahallerine katık eder
ne de alacaklı zili gibi
ihbarı kendine bile faydasız şiirler düzerdim
kendimdeliğin bunca yalnız
bunca eşgaliyetsiz olacağını
tüm zamanlarımı sarmayacağını bilseydim...
zamanla biri bu batığı tarihe yamardı belki
deşifre ederdi bu karanlık Işığı...
belki de bir iki mısrada senle dans ettirir
gerçi kimseye direk söylememiştim
seni bir ömre paralel sevdiğimi!
kendim olduğumda yanımda olmazdın
cankurtaran sirenleri gelirdi yanlış ihbara
kendime geldiğimde
ya sudaki sarhoş gemi şiiri yazardım
ya yanlı imgelerle öptürürdüm kendimi
kısa konçlu cümlelerden işkillenmek
ve uzun saçlı rüzgârlara inanmamak gibi
bir maraz bıraktı bu ışık geride
-bir fırtına vardı sadece ve tek bir cümle
hoşça kal dediğinde-
ben artık kimsesizliğin bilinciydim
kendi ayakları üzerinde bir başka bedende!
artık
bir aşığın
biricik, tükenmez, sicili ışıklı tek aşkını
ve onun akışını
tükenmez kalemlerle üçüncü şahıslara nakşedebilirdim
ben kendimi artık sana sadece şiirlerde
aşk edebilirdim
ben artık, sahiplenme yetkisi kalmamış bir temsilin bozuk siciliydim!
çünkü ayakların bendeydi
ama yürüyordu bedenin!
işte hâlâ,
yalnız
yanlış
yanlı
yan
iki parçalı küfür ünlemiyim!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (18)