6
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1201
Okunma
Mehmet fetih için çıkınca yola
Selim’in ardından gül düştü çöle
Süleyman adalet demişti önce
Bir güneş doğdu ya sus oldu gece
Ağlasam titresem secde başında
Riyakar imanım neyin peşinde
Kaç yazar ve şair öyle kederli
Kaç öğretmen imam senden haberli
Sana öfke kussam beni boğarsın
Artık yeter kanlı şafak ağarsın
Ağarmıyor bende kızıl şafaklar
Su değil kan dolu altın bardaklar
Melekler haklıydı Kalu Bela’da
Kan ile yoğrulmuş bir yarım ada
Ak sakallı dedem utanır benden
Gidenler dönmedi hiç seferinden
"Tez gel ağam" dedi geride kalan
"Yatamirem" dedi hasretle dolan
Beyim Yemen’e git diyen hanımlar
Kal’a-yi Sultani sana koştular
Düşman bir değil ki git desen gitmez
Bizde de cepheye gidenler bitmez
Ovanda dağında ey Anadolu
Geçtim ben askeri mermiyi topu
Sen okuyacaktın şimdi ne dersin
Ey çocuk yaşın kaç nere gidersin
Tozlu arşivimde okul defterin
Ben şimdi ne yazsam Cennet mi yerin
Kaydın düşülmüştür bakma ardına
Sen kızım kızanım kurban yurduna
Mehmet iken Fatih olmak görevin
Selim iken Yavuz olmak kaderin
Süleyman önüne Kanuni yazmak
Sultanlık yavruna bir mezar kazmak
Gitmezsen babandan geri kalırsın
Komutan öl derse sen de ölürsün
Hiç düşünme geri gelmeyi sakın
Ardından ninenle gelmemiz yakın
Kal’a-yi Sultani aldırma bana
Bizim kaderimiz koşmak canana
5.0
100% (6)