12
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2773
Okunma

gün ağartılı,
kıyamın eşiğinde güneş
gül dikiyor mayınlı bahçeye mehmet
mevsimin ritmi bozuk
mevlana gönüllerde yorgun gülüşler
fışkırmıyor içinden ateş böcekleri toprağımın
-heyhat-
yaşamak artık büyük bir maharet
nefeslerin üzerinde kırk şahadet, avuçlarda tırnak batığı
ekmeğin yüzü küllü,
çocuklar unutmuş çoktan çocuk olmayı
neydi şefkatin rengi,
beyhude bayramlar devran olsa hazmeder mi şimdi kinimi
onlar ki uykularımı linç eden birkaç soytarı iti
kalplerinde şeytana bürünmüş acı kadavralar
düz bir çizgiye pusu kurdular ikircikli anlar
oysa
kimin kılıcı vardı ıslak rahim duvarında
kimin annesi farklıydı diğerinden doğarken
koşan hayatların tenleri solgun
itelenmiş birkaç çocukça oyun
deli gözlerle gelmişlerdi kışlalara
soylu türküler bile az geldi şimdi gittikleri yerlere
bir kere daha yaşamanın sırrı yok
hangi coğrafyaya gitsek ölüm günah kokuyor
tek tek taşları söksek altında koskaca bir tarih
kanadı kırık bayrağı onurlu
ateşlere veren cellattan korkmadık ki hiç
lakin
içimizde dinmedi kötü huylu ur gibi
mavi gözlü devin elem gözyaşları…
Çiğdem Parlayüksel
5.0
100% (13)