10
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1204
Okunma
Yine mi sonbahar ha ha haaa......ah " dilek yıldızı" ahhhh neyse şimdilik birşey demiyorum sen akşama ne yazacan onu düşün...Kaç saklannnnnnn...
-
SONBAHAR KÜLLERİ....
Barut kokulu sıkıştırılmış zamanın terkinde
Sürgün verdi eylül
Altıpatlarlı sonbahar sarı sıktı ortalığa
Öncesinde hazırlanmıştı valizsiz göçmen kuşlar
Havada buruk bir ayrılık kokusu
Rüzgarla raksa dalarken kuru yapraklar
Ne zordu yağmuru şemsiyesiz beklemek
Yarım kalmışlığın sancısı tutarken akşamları
İnce bir keman sesinde vuruldu gece
Zifiri bir siyahın içinde ağlarken yalnızdı çoban yıldızı
Katmerleşerek çoğalmaya başlardı üşümeler
Buz tutan odaların kuzeyinde eski sevişme izleri
Körkütüktüm dört duvara arasında ezilirken
Güz dökümü türküler kanatırdı dudağımdaki kelimeleri
O vakit yankılanırdı içten içe yarım kalmışlığın acısı
Firari şiirlerde hep bir eksiklik nasırlaşırdı
Biraz hüzzam biraz hüzün keskin bıçak olurdu sineye
Fırtına yorgunu bir adam ıslak ceketli gezinirdi caddelerde
Saçak arasına sığınan güvercinler izlerdi yoldan geçenleri
Kalabalık bir yalnızlığın nakaratları duyulurdu
Dik yokuşlu sokakların arası daraldıkça daralırdı
Adımlar ağır ağır takılırken kaldırımlara
Boğulurdu parmak uçlarımdaki yağmur..
Susardım adı sonla başlayan bir mevsimin çığlığında
Üşüyerek düşerdik şehirlerin üstüne
Sönmüş aşkların közünde yanarken gazelimiz
Biz hep sonbaharda külümüzle savrulurduk...
5.0
100% (9)