24
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
3076
Okunma

/kan damlarken kalemden
donuyor parmaklarım
dar hacme sığmayan sözcükler düşüyor dilimden
tonlarla kağıt getirin bana
durmadan/ durmadan yazmalıyım/
kan kusarken toprak
açık kalmış gözlerin
kınalı gelinlerin
dünyadan bîhaber bebelerin
diyetini kim ödeyecek ?
secdeye varamayan alınlar ayakta
yerçekimi kâr etmiyor ayaklara
bir çığlık bin çığlığı doğuruyor içinden
bozkırda bitmeyen anız kokusu
ağır/ acı bir misafir yerleşiyor yüreğe
şükürle söylenmeyecek artık hiçbir söz
her düzlük uçurum bundan böyle
kuzusunu kurda kaptıran analar
bekçiliğe duruyor kara renge
bitmeyecek artık dünyalarındaki çile
suyla sönmez bu yangının acısı
aynıdır sabahın akşamın da dili
eskimeyen zamanda
ev ziyaretleri mezar
ve saatleri sayar ölüm duasındaki kalpler
bilirler ki sükûn sabâda/dır…
hazımsızlığını atamazken kalemim
nereye sürsem ruhumu naçar kalıyor
değişmiyor sabır ve inancın gücü
nerde eski irem bahçelerinin kokusu
neden boş bu gökyüzü
nereye gitmiş bu yıldızlar
çek çek kalmadı takat
karanlık kuytudan çıkaramıyorum bedenimi
yeter artık yeter /ayaklanın kalemler !
Tanrım bu nasıl bir imtihandır böyle?
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir
5.0
100% (19)