1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
827
Okunma

kan içirdiğimiz toprakların üzerinde
günü izlerken,
karanlık sabahlara taşıdığımız gelecek
ne zaman dirilir
hüsrana düşmeden.
hayatın her anına yayılan
kazanma arzusu
acılara katlanmayı öğrendikçe
ölüm taç giydireceği
yeni bedenlerin peşinden koşacak.
doğarken başlayan bir büyünün
masumiyetini saran günah
hayatımızın kaderini değiştirip
yalnızlığın avucuna bıraktıkça
susuzluğumuza çalınmış
edepsiz arzular,
yeni ihanetler yükleyecek.
şakağımda parlayan güneş
kolay gidişlerin
çanını çalma artık
zavallı aklıma.
sıra sıra takılıp giden
bedenlerin çığlığı
kulağıma indikçe
ben bu sonsuz bahçeden
nasıl ayrılım
nasıl alışırım.
sükunetime hançer gibi inen
isyanım,
ağır sözlerimle yankılanırken,
bu yaşamın yüküne katlanmak
yüreğimin atışlarında gizlenmiş gerçeği
kabul etmek istemiyor Tanrım.
AĞLAYAN NİSAN
5.0
100% (1)