( . . . )

Kaçıncı aldanışım bu ?
Gerisin geriye bakarken hüzünle,
kaçıncı şelale kirpiklerimde ?

Kaçıncı yanlışlık bu?
Koskoca bir mezarlık barındırırken yüreğim,
her gece bir fahişe daha gömerken arsızca,
Sebebini bilemediğim lanet ile sarmalanmışsa,

ve adı aşksa.
Kaçıncı ihanet bu ?

Kaçıncı zindan bu ?
Sorulması gereken sorular gözaltındaysa,
Ve gözlerin ihaneti anlatıyorsa,
sorgulanıyorsa aşk ve sorgulanıyorsam.
Kaçıncı soru bu ?

Hayal kurmak kadar zor isem,
Rüyalarda buluşacak kadar zor.
Ve öfkem dağlar aşırı bir kuytuluktaysa,
Kaçıncı yanlışlık bu ?

Hiçbir dilde anlatılamayacak kadar çoksam,
Ve asla yaşamamış gibi, yoksam !
Lanet olsun, hala seviyorsam.
O diyorsam, aşk diyorsam,
Sen diyorsam, kal diyorsam.
Kaçıncı gidiş bu ?

’’Gidişler dönüşler gebe ise, kalmayı beceremeyenler ağlar sadece’’

AYAZ BARAN