7
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2344
Okunma
Saklımdaki avuntum...
sırtımdaki diş
palazlanıyordu sevdikçe
düşümüzdeki masumiyet
altı yaşında değil miydi yoksa?
sen uyur iken
gece çıldırıyordu bana
zaten
karanlık çakılmıştı
düştüğüm rahime
aslında seçmemiştik
hiç bir şeyi
hani gökyüzü mavi idi!!
gelse idi
kesilmiş hayatımın
kesitleri yan yana
nefes aldığım şiirlerimi
kanatırmıydım acaba?
şimdi eğer
gitmekse kendinden,
kendim ile küçülüyordum
olduğum yerlerde
döşümde ki kor
soluk alamıyordu
sanki her şey içine kapanmıştı
bir ben kalmıştım
dışarıda
çıplak ve hain...
kaşında
kıyamet gürültüsünde
suçsuz fırtınalar vardı
yürek köprünün
temeline
nefret atmış gidiyordun
son du artık..
aramaksa kendi içinde,
beyin defteri
deli gibi
şarkının nakaratını okuyordu
kirpiklerimin buselerinde
her nabız da
gülüşlerin yazılıyordu
sayfalarıma
köz ağırlığında
gözüm ile gök arasında
duruyordun
ama görmüyordun
içindeki kafes kapanıyordu
solmayan gül dü adın.
ceza ise,
içimden yol aldıkça
tümceler doğuyordu
tükendiğim yerde
neyse diye başlayan
ertelenmiş dilim
şimdi
alacağını kesiyordu
zamanın ayağından
sabır yanıyordu
nereden bilecektin ki!!
çatal ipin
boynuma koyun olduğunu
işte
dudağımda ki eksik gülüşler
bundandır..
özlemekse,
g/özündeki sevgi
uzaklaştırıyordu beni
her şeyden
tenindeki ateşte ise
bedensiz doğuyordum
hani yoksun ya
çok üşüyordum işte
ısınamıyordum bir türlü
sanki
odunun doğduğu yerdeydim
yine de
sara tufanları nafile idi
ve
aklımdasın düşüncesi ile
hemen sıcacık oluyordum
o vakit
hele,
bir de kokun vardı
gitmesin diye
duyularıma misafir edip
tüm kapıları kapattığım...
acıtmaksa,
geçmişin gözünde büyüyordu
pişmanlık
içimde bir ok
her beyin fırtınasında
delik deşik oluyordum
halbu ki,
geleceğin eli
parmak arasında
sıcacık uyuyordu
ölüm rengi kokuyordun
bahçenin içinde
yapraklarını düşürmüştüm
celselerde
oysa
su ne güzel duruyordu
köklerinin dibinde
Son/Gül dü adın
hayatımın ortasından
dimdik geçerek
kitabıma yazılan...
24/08/2012 ÇORLU
5.0
100% (12)