2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2405
Okunma

Martı, kanadında bir ağıtla gelir sokuluverir denizin koynuna ve ağlar hıçkırıkla:
Hoşça kal
Milyon tane su damlası
(Su damlası darmadağın)
Heyyy!!!
Hoşça kal diyorum size
Bakmayın kanadımda ağıt taşıdığıma
Sahipsiz değildir hiçbir ayrılık…
Değildir
Değil
De..mi…
Boğazdan geçen bir vapurun dumanını doldurdum ciğerlerime
Her defasında boğuldu yüreğimin atışları
İki aşığa rastlamıştım kız kulesinden kanat çırparken güneşe
Saçının bir tek telini isterken ağlıyordu
Avuç içlerinden öpüyordu kızı delikanlı
Sanki bir daha kokusunu hiç hissedemeyecekmiş gibi
Gülümsüyordu kız, dudakları vurgun yiyordu
Bilmiyordu…
Sıcak bir haziran sabahıydı
Kuşbakışı seyrederken Üsküdar’ı
Bir motorun korkuluğunda
Ağlayan bir kadın gördüm
Usulca indim oturdum yanı başına
Bir masal anlattı bana
Bir ucu Üsküdar’da diğeri Ortaköy’de olan
Kanadıma bir tel saçını bıraktı
Ve kalktım gittim
Ortaköy’de hala gitar çalıyor biliyor musunuz o sarışın adam
Hala ağlatıyor şarkıları…
Yine bir gün bahar kokulu papatya mevsimiydi
Seviyor, sevmiyor diye koparılıyordu canından aşk
En son Sarayburnu’nda şahit olmuştum sevmiyor lafına
Ve denizi seçmişti kıvırcık saçlı kız
Deniz/i daha çok sevmişti (o)nu
Heyyy!!!
Hoşça kal
Milyon tane su damlası
Hoşça kal diyorum size
Bakmayın kanadımda ağıt taşıdığıma
Aşkın direnişidir ayrılık
Direniştir
Diren
Diren e mi…
Kızılcan
5.0
100% (2)