Martı, gagasında bir balık ile gelir bağdaş kurar denizin kıyısına ve seslenir usulca:


Günaydın…

Milyon tane su damlası

(Su damlası sus pus…)

Heyyy!!!

Günaydın diyorum size

Bakmayın ağzımda ölüm tuttuğuma

Henüz mevsimi gelmedi intiharların…

Gelmedi

Gelme

Gel…di mi?



Sevdiğim şehirleri seyrettim gökyüzünden

Her defasında kanadıma ağıtlar yükledim

Uçan bir balon görmüştüm en son geçtiğimde Balattan

Ve bir çocuk ağlıyordu

İpi elinde, ardından koşuyordu

Sanki balonu yakalayacakmış gibi elini uzatıyordu

Ve balon gülümsüyordu ona, o ağlarken…



Sonrasında

Yine bir gece Samatya kıyılarında vapurları seyrederken

Bir ıslığa kulak verdim

Kimi çağırdığını bilmiyordum

Sesi kısılmış bir türkü denize bağıra çağıra düştü gözlerimin önünde

Yakamozlar

Kimsesizdi dediler

Her gün ölürmüş böyle…



Yine bir gün uzak bir memleket gibiyken

Takvimin yaprağında unutulmuş bir gözyaşı ile karşılaştım

Gözyaşı

Bir gece uyuduğunda olan

Uyandığında olmayan

Gözlerine ağlıyordu

Artık her günüm gecedir diyordu



Heyyy!!!



Günaydın

Milyon tane su damlası

Günaydın diyorum size

Bakmayın ağzımda ölüm tuttuğuma

Henüz kalbi durmadı balığın…

Durmadı

Durma
Durma e mi…



Kızılcan