4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1443
Okunma

“çocuk, avucundaki harflerle koşarak gelir annesinin yanına
bak, sokakta uyuyakalmıştı sanırım bu masal
kediler dağıtıp duruyordu sayfalarını
oyun oynuyorlardı sesli-sessiz” der
masalların uykusu hep böyle ağır mı olur anne…
güneşin saklandığı bir günün akşamında
gökyüzü de yıldızlarını saklamıştı gece vakti
oysa tepeden tırnağa oyun çocuğuyduk biz
gecekondularımızın kagir kokusunda…
teneke sobalarımız kestane kokardı hep
yer yatağımız toprak
bir masal gelirdi annemizin dilinde
içinde dünya güzeli şeyler olurdu
kuşlar hiç ölmezdi mesela
kimseler kırmazdı oyuncakları
cadıları bile güldürürdü bizi
dalıp giderdik prensin/prensesin gözlerine
uyumak istemezdik sıkardık gözlerimizi
uykumuz dağılsın diye arada
anne bugün yine çok güzelsin derdik
eşek sıpaları lafını duyunca
ne çok gülerdik…
anne, hiç bizden önce uyumuyor bu masallar
yoksa bizi uyutmak için mi yazılıyorlar!
gözlerimiz yavaş yavaş ağırlaştığında
anlardık masalın biteceğini
gaz lambası da bizimle beraber kapatırdı gözlerini
kısa bir gölge kalırdı badanalı duvarda
alnımıza bir dudak dolusu masal bırakırdı annemiz
bizi seyrettiğini hissederdik elinde masal kitabıyla
sonra örterdi üstümüzü usulca
baş ucumuza bırakırdı masalı
bizimle uyusun diye
bugün de uyuttum çocukları diyerek
bütün masallar uykusunda gülümsermiş
biz uyuduğumuz için göremedik gülümsemesini
senin kadar güzel gülümsüyor mu anne…
(iyi uykular çocuklar)
Anne sana da iyi uykular…
Kızılcan/2012
5.0
100% (3)