sabaha dokunurcasına aradım geçtim akşamüstlerini
öğle sonu baygınlığı okşar ağaçları süklüm püklüm
aklımda püfür püfür bir istanbul bir de sen
mutluluk vapurları yol alır şarkımda ezik
içlenmiş bir çocuğun kendine acımasıdır aşk
şanslı mektuplarım nasıl ulaşır çivit dudaklarına
dudaklarından sızan ben miyim topla ne olur gözyaşlarımı
iyi niyetli fikirlerim ölüme götürür yaman rüzgarında katıksız parmaklarımın
sana dokunmaksız
ud taksim ince hastalık sevgilinin belirip kaybolması
yıldırımlar yıkar yastığımı pürtelaş
kafamı kaldırsam yokluk dağınıklığı
şarabım süt liman ne demezsin
iftihar ederim akşamlarımla örter üstünü sensizliğimin
sabahlarım muhtaç iltifatlarıma ne fayda
kederimi bıraksam orta yere susar türküleri işçilerin
susar okul önleri vardiyalar
ben canhıraş izinde adımlarının
sade bir son hazırlarım dünyaya kendimce




kağan işçen...