Ben seni karakışın, ertesinde başlayan,
Yeni bir ilkbaharın, gülleri gibi sevdim.
Ilık bir nefes olup, benliğime işleyen,
Ufku saran neharın, tülleri gibi sevdim.

Sevdim seni korkmadan, ateşe yürür gibi,
Kıpkızıl alevlerde, cenneti görür gibi,
Zemheride, ayazda, bedeni bürür gibi,
Gönüller yakan har’ın, külleri gibi sevdim.

Dermansız yaraların, ağrısı gibi buran,
Umutsuz bekleyişin, hayallerini yoran,
Sevdanın kurşunuyla, aşığı kalpten vuran,
Can almaz intiharın, halleri gibi sevdim.

Vuslat için kalmasa, bir nebze olasılık,
Hep yüzüme çarpsa da, seni bana ayrılık,
Uykusuz gecelerde, biterken bir karanlık,
Mahzun doğan esharın, yelleri gibi sevdim.

Tek söz etmem kadere, ister ömrümden çalıp,
İstersen ömür ekle, gönül tahtımda kalıp,
Ben seni cehennemde, yanmayı göze alıp,
Cezasında Kahhar’ın, kulları gibi sevdim.

Bir tatlı söz, gülüşün, inan bir ömre şayan,
Çıkardım kitabımdan, ne varsa haram sayan,
Gecelerin koynunda, o gül tenini soyan,
Gözümdeki günahın, milleri gibi sevdim.

İsmini dua gibi, bastım gönül mührümde,
Sen vardın niyazımda, namazımda, şükrümde,
Sevda masalı gibi, yürüdüğüm ömrümde,
Şu ikinci baharın, yolları gibi sevdim.

BURSA