16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1691
Okunma
Nicedir gökyüzü hasret mavisi
bulutlar yatağında beyaz pamuk
yastıksız kalan uykularda rüya
rüzgarın çağrısı bir garip sazda...
bu nasıl sema güneşi yangın
yağmuru ıslak öpüş duası
teni buğday kaçağı bu şehrin
sokuldukça koynuna esmer geceler
ne zordur kendinde solumak
bir rüyaya açılır göğsün
bir ışıltıdır düşer gözlerinde
sonrası, sonrası öykü düzmesi…
sırtıkara yüzlü düşün güzü alıngan
uzansan tanıdık gelir
unutsan yabancı kalır
elleri tele alışkın bir şarkıda hüzün
alçalıp yükselir deniz döngülü
uçuk sarı yaprak döküntüsü
zaman;
pırıltı alır gece satar
düş sevişir döş acır
ertelemeden
yeniden uyanır sabaha…
bu kaçıncı kadehtir kırmızı yalancısı
dudak izi tango kalıntısı
ellerim Darvin bir sancı
geçmişi uyutup
geleceğe çaldığı ıslıktı şarkı…
arşınlanan sokaktı acıyan yanımız
ayraç attığımız kısır umutlarda yürür
yürüdükçe arnavut kaldırımında bir dilber
inadına söverdi bir köşe şarapçısı
martılar hicaz bir bağırtı
incinen yazgının tellalı olurdu.
asi bir göçtür ömür
geceler, şehirler birbirine benzer
karanlık uykulara sabahtır beklenen
asma da koruğa
zamandır tat veren.
Bir üzüm tanesi tattı aşk asma da şarap kokusu…