4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
948
Okunma
sen yokken
gökyüzünün saçları dökülüyordu
el incesiyle bağlarken yeryüzünü
her düğümde inliyordu yüreğim
kekremsi renklerin yüzündeki ekşime
akıyordu ağaçların giysilerine.
sen yokken
taş gibi yaş düşüyordu
mermer lahitler üzerine
ben sus oluyordum,
sunaklarda
kurban edilirken
sevgiler.
suçsuz çocuklar bağırınca birden,
çelik çömlek patladı
irkildim gecenin nefesinde
rüyam düştü yerinden
düştü gördüklerim
sızlanıyordu sokaklar
yalvaç bekliyordu
gündönümünde sevdalar
masumca.
belki de bir çağrı…
sen yokken
tüm sözcükleri doldurdum
ferman yazan kalemime
kağıda söküldü harfler
kan sızıyordu
yansımasından sözlerimin
korkuyordu şiirler
kimsesiz ipinin çekilmesinden
kimdik biz …
sen yokken
yunus’a sevdalı yüreğim,
küs oldu mevlana düşüncelerime
yok oldu benliğim.
oysa öfkelerimi vurmuştum.
mavzer sesiyle
yırtılmıştı çığlıkları
örselenmiş gururumla
kucakladım gücenmişliklerimi
pazarda çocukluğum satılıyordu...
2009
5.0
100% (3)