21
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
4356
Okunma

haziran’da kar yağar mı anne,
üşür mü böyle çocuk düşleri.
nerede unuttum hatırlamıyorum,
kendimden büyük gülüşleri.
kar yağıyor anne,
ıhlamur ağaçlarının üzeri bembeyaz.
karanfil kokuları sararken şehri,
göğsümde kardelenler açıyor.
zaman ilaçtır derdin,
ne çok yalan.
öyle olmasa bunca kovalaması akrebin,
yelkovanı,
unuttururdu acılarımı.
üşüyorum anne,
marazlı bir güvercin gibi.
gözyaşlarımsa,
tuz basıyor örselenmiş tenime.
sen sakın ağlama anne,
ağlama.
içimdeki çocuğu uyandırma
bilmez misin?
ne vakit bir anne evladına ağlasa,
Meryem gözyaşlarını saçar semaya..
.....
say ki sokak lambasıy(d)ım,
annemdi deniz, kokusunu taşırdı rüzgâr,
karanlık sokaktı babam;
mahinur
ve ben aydınlatırdım.
kaç kez taşlandı buğulu duvarlarım,
zaten kısıktı ışıltım,
korkardı sarhoş nidalarından,
bir de ürkütürdü elektrik direkleri,
karanlığa gömecek gibi.
hep aynı çocuk tekmelerdi camdan dünyamı,
sanki bilirmiş gibi başımı eğdiğimi,
nereden bilecekti, düşünce çatlak camlarım,
sönünce sokağın kandili,
babamın yeniden,
öleceğini.
halbuki masumdu her çocuk,
bilirdim oyun kadar mazereti vardı bir lambayı kırmanın,
ve yine bilirdim kirliydi elleri i f t i r a l a r ı n...
de_soulmate