8
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1276
Okunma

Saygıdeğer bir şairin üç telli bir şiiri sürükledi beni bu dizleri yazdırmaya
Dökülürken saçlar, kirbikler,
Umut bir nefeslik denizdi içinde yüzülmelik
Kendi hüznünü bencillik yapıp atmak geriye
Ve marmarasındaki bir denize üç tel savurup bırakmak
Hüznü gömüp ümitleri yüzdürmek içindi tüm gemileri
Dolusundan bir filika şiirdi hediyelik
Ekmek için yaşama sevinçlerini
Pembelere teşkkürdü belki bilinmezliğin boşluğuna yazılan yazılar....
Yıkılırdı bozkırlar
Yakıldığında ağıtlar
Yazgısındaki alınlara atardı derin çizikler
Bağbozumu şarkılar uyanırken ufuktan
Kururdu gözleri güneşin
Nefesin eserken ellerime
Üç tel saç bırakırdı dokunmam için saçlarına
Sallanırdı başak sarısından yorgun
Eski bir plağın şarkıları kanatırken dudakları
Yalnızlığın ortasında söylenirdi notasız
Yaralı kalırdı sol anahtarları
Yaşlı kemancının kirpiklerinden dökülürdü hüzün
Akasyalar tüneklik ederken serçelere
Gece vurulup düşerdi avuçlarıma
Leylak moru bulutlar çoğalırdı penceremde
Kentin tüm yıkıntıları altında kalırdı bir beden
Yer gök bir olup düşerdi üzerime
Karanlıkta saklardı gölgesini koca çınar
Yaz ortasında kırlara düşerken kırağılar
Saçlarımda son bir bahar
Takılırdı
Kanatırdı
Ayrılıkların izdüşümlerindeydı bozkırlarım
Geçikmezdi ölümün sadık kaldığı randevusuna
Yıkılıp yakılırdı bağbozumlarım/
Kururken nefesim, üç tel saç sallanırdı/
Eski yanlızlığım yaralı ve yaşlıyken/
Akasya tünekli leylak moru kentlerde/
(bastığın) Yerler karanlık, yaz saçlarına takılırdı/
Kanatırdı ayrılıkların, geçikmeksizin ölümleri.../
5.0
100% (9)