34
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
3066
Okunma

-he-
Dedi kadın
-alın götürün-
Bükülmüş bez parçasını uzattı
Zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karıştı
Önceden de zılgıt sesleri ile tüfek sesleri birbirine karışırdı
Tahta kapı aralandı
Zılgıt sesleri ufaktan ufaktan uzaklaştı
Gözyaşları yanına kâr kaldı
Yatağında az önceki doğumdan kalan kana baktı
...Ağladı...
Aynı kadın önceden de ağlardı
Gözlerini dikip geride kalan kana bakıp bakıp
Üstelik gözyaşları yanına kâr bile kalmazdı
Göğsünden gelen ilk bebe sütü ve anne gözyaşı karıştı birbirine
Al sana koklamadan, öpemeden, büyütemeden verdiğin söz
Gün olmadan gece doğacak her gün
Güneş yok artık
Ay; bir gelin duvağının üstüne doğacak
ama kimbilir k a ç yaşında
ve ne z a m a n.
II.
Şimdi sana sorarım k a d ı n;
Yıldızlar BerdêLLL diye üstüne mi yağacak, yalandan, yalandan
Senin bir köşede için sızlarken, yine zılgıtlar mı çalacak
Kaç yaşında gelin olacak bükülmüş bez parçası
Elinde şekerle mi bir köşede oturtulacak
Öbür çocukların yanına oyuna mı çağrılacak
Yoksa,
Bitirilen kan davası için boynuna oyuncak sandığı altınlara mı boğulacak...
Silah seslerini duyuyor musun
Zılgıtlara karışıyor
..Ağlama...
Berdêl bu kadın
Kan yok...
Değiş var
Bir de tokuş
Hadi git
Bir şeker ver gelinin eline
Sonra da çek bir zılgıt derinden, derinden şöyle
Durma g i t kadın
III.
Ben uzaktan izliyorum zılgıtlara karışan silah seslerinizi.
Yıldızları vuruluyor bazen
Yere düşürüyorlar
Son nefeslerinde bile berdêl diyorlar
Sonra sönüp gidiyorlar
Gece zifir
Yıldızlar yok
Şeker çok
Çocuklar yok oluyor
öyküsatıcısı2012Davidoff
5.0
100% (42)