5
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1196
Okunma

Güneş üşürdü sarıldığında gri bulutlara
Yırtılırken gece
Gözlerden civalar düşerdi toprağın bağrına
Bırakırdı bağırmalar yerini suskunluklara
Girdabında dönerken veda sözleri sallanarak
......d
ö
......k
......ü
l
ü
....r
......d
......ü
Dalına astığım kiraz ağ/acımın umut çiçekleri
Açılmış kolarınadaydı yağlı ilmekler
Sehbasında bir duran kırk kalem eskimiş kağıt
Dokunurken vurdu tekmesini kanlı bir veda parmağı
Ay ağlamasını kesti dondu/ buza kestildi bakışları
Kesişen yolların ayrımı başlarken zamanda
Kitap arası güller mevsimsiz yaşamalarında açar
Ünlemli uyanmalar başlardı çığlığında,ıslak yorganlarda
Ve sen benden gitmeden önceki sözlerin
Pencerelerime mil çeker,
Çekilir damarlarım
Dağlanır sol yanım derin uykularımda
Kara girdaplarında dönerken özlemler
Her gece ölüm rüzgarları sensizliğe savrulurdu
Vurulurdu dilimin dizleri,
Kan dudaklı kundaklarda sallardım hatıranı
Ve sen giderken
Giyerdi gözlerim senli resimlerindeki kara gömleği
Ve ben giderim bilmediğim bir kentin esirliğine...
/Sehbalarda şiir
yağlı ilmeklerde kalem
Savrulan kağıtlarda sen
kayıplarda bir ben kalırdı
girdap ortası üşümelerimizde/
5.0
100% (3)