27
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
2815
Okunma

bugün
bir kapı olsaydı yıldızlara açılan
Tanrısal düşlerimizi sererdik
önlerine
hevesli
gökcümbüş çocukları gibi
mihrabı düşük sarı bir ay gölgesinde..
bugün
ayrım yapabilselerdi
öpüşmeyi seçerlerdi onlar
yani ok atan kan emiciler
tercih etmezlerdi bir avuç ölü toprağını
aşkın teriyle yıkanmış
başak tohumlarına
sulak dağ yollarında
dikili ağaçları olurdu belki muhtemel
ve
esmer
etine dolgun bir kadın güzelleştirirdi evlerini
güneşe mil çekerken örtüler
uzun fırçaları ile kuş resimleri çizerlerdi testilerine
hayatı yaşlı bir kedinin süt kabından
içerken
bugün
ellerini şıklatınca
şaibeli adamlar gelmezdi hırslarına yenik düşen
ön dişleri ile sırıtan mutlu çocuklar gelirdi
sofralarına
endirek bir söyleşi olmazdı böyle
henüz kimsenin ikilem duymadığı huzurlu bir yolda
giderek imkasızlaşmayan
hatta yanarak hatta kurşunlanarak bitmeyen
afrodizyak bir şiirin finali gibi etken
bir martı gibi yalnız
biraz umursamaz
biraz göç sancılı
bugün
bir kapı olsaydık yıldızlara açılan
Tanrısal düşlerimizi sererdik
önlerine
Çiğdem Parlayüksel
5.0
100% (29)