1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1365
Okunma
elimde valizim, tarifsiz eylemler
giderek yüzüne benzeyen bir yara gibi
bacasına küsmüş martılarla oturuyorum
bir bira açıp falına bakıyorum şehrin
üzerine koyduğumda ellerini kayboluyor
ben oluyorum sonra ellerim acıyor
kadınlar arıyorum yağdığını görmek için
duraklara konuyorum uğrarsın belki
kulaklarına tıkadığın pamuk prenses oluyorum
herkes bir gemi asmış boynuna da
su alıyor içim, duymuyorsun
utanarak susuyor bavulumdaki çaresizlik
yokluğunu izliyor olur olmaz üşümek
bir klarnet gülüyor sol yanımda
gidin artık...
evler arıyorum
yağmuru gözlerinden görmek için
salıncaklar kuruyorum, tramvaya biniyorum
ne zaman geçsem dudaklarından
mırıldandığın bir acıyı dinliyorum
geceleri korkuluk sarılıp uyuduğun
su oluyorum kimi zaman
utangaç yüzünle rakına koyduğun.