7
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1136
Okunma

karanlığın ortasında uzanmışım sere serpe
öyle eminim ki kendimden
dokunulmaz üzerine örttüğüm çatım
kırılmaz turuncusu eskiyen örtüm
boydan, boya nazire ediyorum gururuma
gururum kıs kıs gülüyor olmalı
delik deşik kaftan süklüm püklüm ruh
kendini ezdirmeyen dik baş
kıskandım gelmeyen yazı
hakkım var sanıyorum kır bin bir yanını yüreğinin
yık yak hadi ne varsa elden gelen
kırmızı ateş örtmüşüm tenime
karadan karayım ama sırma bulandırdım cismimi
her yer ayna her ayna sahtekar
unuttum nasıl ağlanır
yapıştı bir tebbsüm yanaklarıma
sanırsın ayrık otu değil de gül goncası
dikensiz minik gülllerin kokusuz sahte yargısı
bir oyunun hep ilk tiratı
yoralım hadi hayra
simsiyah fallardaki yolları
bilmez perde inmiş gönül gözüm
bulandım kara kışların ilk ısıda eriyecek karlarına
uzanmışım kumsala
aklımın rotasıyla sür yine yeniden
dön dolaş yargılarım ve ölümsüz ezberlerim
asmakla olmuyor öldürsen diriliyor
yedisinden kalma annemden yadigar
bana ait bir odadayım
aklım ve yüreğim el ele
git git çıkılmıyor
etime işlenmişsin benlik
sırmalarla silinmiyor...
5.0
100% (5)