12
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1593
Okunma

Sekizinci perondayım.
Bildiğim duraklara yıkım emri verilmiş.
Döşemesi kaygan zeminlerin ışıltısı tehditkâr…
Kararlı ama toprağa değmeyen adımlarla
Habersizim kazılan bereketli kuyulardan.
Bin yıl öncesinde kaybettiğim savaşlardan sonra
Boynumun büküklüğüne denk geldi bu tufan.
/ Keşkelerin ertesinde
Ayaklarım toprağa aç
Kalbim yerle yeksan /
Hiç gelmeyecek trenlerim varmış
Öğrendim…
Kaf’da yalnızlığın peşindeyken,
Hak edilmiş ne varsa heybemde
Yıktım, yıkılmaz sandığım gururumla.
Ensemdeki onulmaz acıyla alıştım
Vakitsiz ayrılıklara.
An kırıntılarını derlerken
Apaçık sözler
Ruhuma değen üç fısıltının
Sancısı var koynumda…
Biri haykırmakta mı cinnetini yüreğime
Yoksa deliriyor muyum ne?
Sen
Boynu büküklüğümle dalga geçen sofi,
Seccaden kıbleye dönük mü şimdi?
Beşinci buluşma sonrasıydı gelişin
Ve hiç uğurlamamıştım böylesine
Kıyam kelle koltukta bir yaşamı…
Yutkunmadım.
Son sözler gırtlağımda.
Kırk bir boğumla attığım düğümleri çözmedim daha
Ki sen zaten konuştuğumu da görmedin.
Bakışların hangi cendereye gömdü sevgimi?
Susuyorum şimdi…
Benim bu elveda ve herkes
Dengiyle yarışta, bundan sonra!
Neşe CÖMERT
Mayıs 2012
Anlık karalamadır...
5.0
100% (14)