18
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
3307
Okunma


dün gece, griye boyandı mavi şemsiye
derman aradı sağlı sollu kollarım, bedenimde
her damlasında sen kokan yağmurlar indi
ılık bir rüzgar yaladı hüzün yüzümü
mehtabın gülüşüne takıldı gamzelerim, gülümsedim
acıdan nasırlaşmış yüreğimle haykırdım
ceplerimde yıpranmış hatıralara
sensizim
son kullanma tarihi, çoktan geçmiş mevsimlerin
iklimler koşar peşinden, bu kurak toprakların
dönemez misin diye soruyor şu arsız şehir?
yakınlarda uzak ayrılıklar göğüsleniyor
birbirinden habersizce
tenim gurbet, nefesim hasret,
canım can çekişiyor, gel de sabret
sanki asırlardır
sesim yankılanmıyor dağlarında
söylesene
eteklerin yeşerdi mi baharlarda
buğdaylar serptin mi kuşlara,
suya kandı mı serçeler avuçlarında
sevgilim, can geldi mi yüreğine
yürek değdi mi ben gibi, yüreğine
ben kış gibi sevdim seni
bulanık, fırtınaya sürgün anların eşliğinde
yıkılmaz sandığım binalar inşa ettim
karınca kararıncaydı, kararım kılınırken her ikindide
belki gönüllüydüm, belki aşkınla biçare
belki karın tokluğuna çalışan bir amele
bu bahar son kez geldi
çığlıklar içinde süzüldü, göçe zorlanan kırlangıçlar
el salladım, ihtimal ellerim ellerine değsin diye
bir kırık kalem, bir eski türkü sazın telinde
gönlümün sokaklarında buruşturulmuş kağıtlar
kekeme sözcükler, lal kesiği susuşlar saklıyorum
kimse bilmez içimi kemiren yokluğu
çaresiz ağıtlar gömdüm, baktıkça güneşe
sırtımı dönüp yokluğuna körebe oynadım
gözlerim sabitlenirken kamer’e, şems’e
eyüb’ün sabrıyla direndim takvimlere…
sükutum bir kara delik
kaldır başını, bu sensizliğimin armağanı
...
ben sevgilim
senden sonra hiç şiir yazmadım.
Neşe CÖMERT
12.10.2016