22
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1923
Okunma

-I-
Birisi yuvamıza gelip konuk olur da
“Hoş geldin,” dememize neden “hoş bulduk” demez?
Bakıp suratımıza öfke ile solur da
Buyur etsek sofraya bir lokma taam yemez
Düşündüm ki; gelişi art niyetle yüklüdür
Düşündüm ki; bu geliş melanetle yüklüdür
Girip hane içine, türlü kötülük yapar
Köşe bucak aranır kurgulanır ezmeye
Sempatiden yoksundur rutubetten nem kapar
Gayesi ne, bilinmez; maksat neyi sezmeye
Düşündüm ki; bu geliş kurnazlık ve hinliktir
Düşündüm ki; amacı aldatan kâhinliktir
Gafletle sarmalasa kalbimiz paslansa da
Saklamak mümkün değil akarsu kiri tutmaz
Süsleyip sözler ile geçmişe yaslansa da
Sezgisel gücümüz var ne etse de uyutmaz
Düşündüm ki; bu geliş iblisçe bir gayedir
Düşündüm ki; hayatı her zaman pespayedir.
-II-
Geçtiğimiz yollara dikenli tel gerenin
Güller döksek yoluna katılmaz aramıza
Sağır duymaz sesini hak âşık’ı, yarenin
Sözü derde devadır kan olur yaramıza
Düşündüm ki; bu geliş bizi candan sarmaktır
Düşündüm ki; maksadı güzelliğe varmaktır
Ocakta harlı köz ol yakma hiç ehli dili
Esen yelin içine ilk üflenen nüvesin
Dost evinde yanarken söndürme hiç fitili
Düşün evvel, ahiri; kimsin, kimlesin, nesin
Düşündüm ki; bu geliş olsa insana hizmet
Düşündüm ki; bu geliş elbette olur nimet
Güneri Yıldız (Elazığ, 04.10.2011)
5.0
100% (21)