36
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
8799
Okunma

İstiklâl şairimiz Mehmet Âkif Ersoy’un aziz hatırasına hürmeten... Nur içinde yatsın...
Bu gökler, ah! Bu gökler; çok ağladı bu gökler…
Başımızın üstünde masmavi tül kubbeydi
Bu yıkılmaz çatıyı tutuyordu melekler
Duyan, yaşayan, yayan, ruha emniyet veren
Altında ümit-vardık; duamız hep Rabbeydi
İçten içe coşarak hep çağladı bu gökler
Mehmet Âkif tarzıyla dersek; “âmin ve tekbir”
Dilde “Allah’u ekber”; gülde “Allah’u ekber”
Bu göklerde uçardı, sorun, özgür kuşlara
Ve boy atıp uzayan kavaklara ipince
Ak-kara ve kül rengi bulut bulut yaşlara
Akınca yerküreye çiçeklerdi göveren
Bir baştan öbür başa dağlar var ki yenice
Yaslanırız üstünde kayalara, taşlara
Mehmet Âkif tarzıyla dersek; “âmin ve tekbir”
Elde “Allah’u ekber”; yelde “Allah’u ekber”
Ve Meşhed’de can veren, hasrettir nazlı yâre
Toprak olan canların bir kez yok şikâyeti
O cephede bilcümle eri, paşası yere
Düşse de kalkar, koşar, çünkü hepsi Alperen
En büyük silah dua, bilen okur ayeti
Uçarken bulutlarla rahmetle pare pare
Mehmet Âkif tarzıyla dersek; “âmin ve tekbir”
Selde “Allah’u ekber; gölde “Allah’u ekber”
Nasıl aldık anadan doğduğumuz gün sanı
Ahmet, Mehmet, Mustafa; Hasan, Hüseyin, Ali
Dili dönen okurdu Kur’an azim-müş-şanı
Lal diller çözülürdü toplanırdı yâr, yâren
Doyduk, duyup okunan hakikati, meali
Cûş ile hatırlayıp ol Resulü Zi-şanı
Mehmet Âkif tarzıyla dersek; “âmin ve tekbir”
Külde “Allah’u ekber”; çölde Allah’u ekber”
Ayşeler, Fatmalar ki hepsi de Bacıyan’dı
Onlar ki, bizler için yerde gezen melekler
Eş bilip, kardeş bilip içerden acıyandı
Koşturup yara saran onlardı eşsiz ceren
Eller gökte, duada, tutuldu tüm dilekler
Onların yaşıyorken canları ne çok yandı
Mehmet Âkif tarzıyla dersek; “âmin ve tekbir”
Halde “Allah’u ekber”; belde ”Allah’u ekber”
(12.11.2012 / Elazığ)
Güneri Yıldız
......
Murad Hüdavendigâr’ın Kosova seferinde, muzaffer olduktan sonra bir Sırplı tarafından şehid edildiği yerdir “Meşhed”
5.0
100% (31)