19
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1828
Okunma

Söyleyin ey aynalar benim mi bu soluk yüz
Ne çabuk geçti zaman derinleşti çizgiler
Saça doluştu aklar fersiz fersiz bakan göz
Kulağım duymaz oldu boşa çalar ezgiler
Dolu dolu yaşarken hayat oldu yorucu
Yiyip içip gezerken kaldım birden azıksız!
Bazen mecbur olunca hergün tuttum orucu
Yüce rabbim kimseyi bırakmasın rızıksız
Yazık edip gençliğe, harcadım gözüm yumuk
Kâh şişede, kâh sazda olup da alabora
Günleri yedim, yuttum; işlerim oldu yamuk
Sığ sularda yüzerken takıldım bazen tora
Dünyevi işlerimde koştururdum tenzile
Üç beş kuruş aşağı almak için eşyayı
Böyle gafil ulaştım ateş dolu menzile
Yaptığım nankörlükler çatlatmıştır kayayı
Bahaneler bularak arkasına sığınıp
Yordum ihtiyar zihni, koşturup zevzeklikle
Her zaman aldatıcı uyutan şeyi anıp
Elde kadeh dolaştım avundum bir teklikle
Her çıkılan seferin mutlak biteceğini
Anlatırdı büyükler yaşanmış tecrübeyle
Her yapılan hatanın bizi yutacağını
Mesellerle süsleyip dediler, ecri böyle
Her söz nefse dokunur, kazanlar kaldırırdık
Çalardık boruları hücum yakınmış gibi
Her mutedil olana zalimce saldırırdık
Koşardık günahlara kutsal akınmış gibi
Kör müydük gerçeklere su katar, kaynatırdık
Bir an durmaz, düşünmez, yapmazdık muhasebe
Aklı kalpten ayırıp boş yere oynatırdık
Kızıp da köpürürdük uymayınca hesaba
Neden çok geç ayıldık sefil hayat sürerken
Unuttuk pek çok şeyi zaman daraldı vah vah!
“Henüz daha çok erken çok vaktimiz var,” derken
Kapı çalındığında kurtarmaz desek eyvah!
Güneri Yıldız (Ören, 20.07.2011)
5.0
100% (19)