1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1126
Okunma
gözlerinin pınarından ruhuma sızan suların
parıltılarındaydı aşk.
aynı sular sürükledi beni
bu susmaz susuzluğa
ve çoçukluğumun kurak yaz gecelerine.
ben içinde hep bir ateş böceği
bir gelincik çiçeği
ve acı yeşil bir erik tadında çocukluk taşıyan;
çukurovadan kumral bir ikindi vakti
alıp başını gitmek isteyen
ve ucuz bir şaraptan sonra
dağınık, sakar bir şairdim
imgelerimi topluyordum
dökülmüş saçılmışlardı her yere
gözlerinde buldum
çocukluğumun düşsel yaz gecelerini
yaprak sesini
böğürtlen tadını…
bir yaz yağmuruydu gözlerin susuzluğuma.
güneş yanığı teninde senin
mavi yerlerini bulup öpmüştüm ben
dilim, damağım kurumuştu
ucuz bir şaraptan sonra söyleyecektim
susuzluğumun bana fısıldadıklarını sana
ucuz bir şaraptan sonra
dağınık, sakar bir şairdim
işçi bir çocuktu yüreğim
çukurovada pamuk toplayan…
ben hiç lunapark görmedim
görmediğim lunaparklar kadar güzeldi gözlerin
yazık ki tutamadım ellerini
kaygandı aşk
ve sakarın biriydim ben
seni gözyaşlarından öptüğüm günden beri
sırılsıklam ıslağım hala
dağınık, sakar bir şairim
şairliğimden haberin yok ama.
sonunda bisiklet aldım çocukluğuma
ve sen kumral bir ikindi vakti
alıp başını gittin çukurovadan
28 mart 2008
5.0
100% (3)