20
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1349
Okunma
Aşıktır
Benden sorulursa aşık olanlar
Manen pir elinden dolan aşıktır
Meclis olup değerini bulanlar
Kendi cenazesin’ kılan aşıktır
Kişisel olanı kainat tanır
Darb-i aşk olanlar cihan dolanır
Gahi berrak akar gahi bulanır
Olgun mertebede kalan aşıktır
Ben aşık değilim yoksul ozanım
İçimde dert kaynar bünyem kazanım
Bazı yalçın dağım bazı sazanım
Davut Sulari’den kalan aşıktır
Davut Sulari
1925-1985. Erzincan’ın Çayırlı ilçesinde doğdu. Asıl adı Davut Ağbaba’dır. İlkokulu Çayırlı’da okudu.
Aşıklık geleneği ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. 17 yaşında bade içerek aşık oldu. Tasavvuf şairi olan dedesi Kaltık Mehmet Ağa’dan ilk bağlama, şiir ve türkü derslerini aldı. Paşa Doğan adlı akrabasından da aşıklık geleneği ve bağlama konusunda yardım gördü. O dönemden sonra da çalıp söyledi.
Konya Aşıklar Bayramının oluşturulmasında emeği geçen Sulari, 4 yıl kadar Ankara ve İstanbul Radyolarında usta bölge sanatçısı olarak çalıştı.
Türkü, atışma, güzelleme dallarında büyük bir yeteneğe sahipti. Özellikle Alevi kökenli aşıklar içerisinde atışma alanında farklı bir yeri olan Sulari’ye bu özelliği türkülerindeki zenginliğin gelişmesinde önemli katkı sağladı.
Türkiye’nin birçok yerini at sırtında gezerek her gittiği yerde türküler, güzellemeler söyledi. Uzun yıllar çeşitli Avrupa ülkelerinde de dolaşan Sulari, kendine özgü türkü söylemesiyle Mahzuni Şerif’ten Arif Sağ’a birçok insanı etkileyen dönemin aşıklarındandır. Ayrıca Daimi gibi birçok aşığa ustalık yaptı.
Aşık Reyhani ile birlikte Türkiye’nin çeşitli yerleri dışında, İran, Irak ve Suriye’yi dolaşarak çalıp söyledi. Özellikle 1970’li yıllarda ise çeşitli Avrupa ülkelerinde uzun süre dolaşarak konserler verdi.
Davut Sulari alışılagelmiş bir aşıklar meclisi sırasında Erzurum’da öldü ve Çayırlı’da toprağa verildi.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-443-)(-)(-)(
Gerçek manasında aşık kim ola
Halkıyla ağlayıp gülen aşıktır
Vurulup alnından dönerken güle
Vatanı uğrunda ölen aşıktır
Kendini dertlinin yerine koyup
Her yerde herkese bunu söyleyip
Yaratanın bize lütfudur deyip
İnsan kıymetini bilen aşıktır
Yolda engelleri aştıktan sonra
Deli ırmak ile koştuktan sonra
Gönül dergahında piştikten sonra
Sevda deryasına dalan aşıktır
Hele ki uzakta sevdiği varsa
Gelip de birisi halini sorsa
Kenarda ağlayan birini görse
Gözleri bir anda dolan aşıktır
Tüm uzuvlarında olsada yara
Bastırır duygusun atamaz nara
Kendi dertlerini atıp kenara
Yaralı bir gönlü alan aşıktır
Neyzen inletirken huzurla ney’i
Cemale benzetir güneşi, ay’ı
Hâkkın izni ile gerçek sevdayı
Nefsi ezerekten bulan aşıktır
Aşk ile yürekte olsa da sızı
coşunca yüreği kesilmez hızı
Lüzumsuz eline alınca sazı
Ya Allah diyerek çalan aşıktır
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (16)