Yorulmuş bir iç sızısı bendeki
Derin bir incinmişlik ufkumda
Kavrulmuş bir ten bedenimdeki
Unutulmaya yüz tutan bir raks
Çizilmiş bir aynanın yangın çığlığı
Sorgulu bir devrin kırık anatomisi
Sevisiz bir evrenin ayak bağıyım
Yosunsuz bir denizin dalga ıslığı
Ömürsüz bir aşkın merhabasıyım

Soylu bir hıçkırık travması hayat
Geçmiş zamanın hazin kükremesi
Tırnakta kir üşür, usta deprem olur
Sancılar birikir gönül heybemizde
Yoksul incinmişlikler posasıdır aşk
Raylar asırlardır hep hıçkırık taşır

Sen de tutun hicran karası kirpiğime
Yokluğunun kırık şarkılarını unuttur
Asırlarca küllerimi taşıdım aşk bahçesine
Yanağımın kasabalarında sevdanın pazarı
İçli bir yangın çıkarırım birazdan yokluğuna
Soylu bir ateş gözlerinden yüreğime tırmanır

Dokunduğun her yer ıslanmış bir şahika
Hesaplanmamış ayrılıkların düş bohçası
Utancın gri kapılarından geçiyor insanlar
Rezil bildiriler dökülürken dudaktan
İliş gövdemin mutluluk koylarına
Karış acımasız günlerin damlalarına

Suskun çığlıklar biriktirdim yar sana
Yetsin umudu ekmek arası yapışım
Sensin gözlerimdeki yaşam ışığım
Her öğün aşk soframdaki şölenim ol
Sen örselenmiş gönlümün kandili ol
Yüreğimden akarak sevilerime dol

Selahattin Yetgin