6
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1217
Okunma

I
Çöl hasreti kurumuş çatlak dudaklarımdaydın
Ve cebimde yavandan iki kelime
Sen ve ben
Katıksız ve çırılçıplak
Kuru ekmek bir de zeytinimiz
Varsın olsun en güzel sofamız
Varsıllığında kalsın sevda
Düş ülkesi masal diyarı düşlerimiz olsun...
II
Şimdi gelsen çok geç olmadan
Yağmur dudakların ıslatsa dudaklarımı
Kıraz kızılı, çilek tadı karışsa dilimize
Söylesek bir bedevinin türküsünü
Kervanlara yüklenmiş özlemlerimize inat
Katar katar aşka dairleri yazsak iki satır
sen ve ben diye başlayan ama sonu hiç olmayan
III
İşte bu yüzden ağırlaşır çoğu zaman göz kapaklarım
Civa olurdu göz yaşı
Müebbetliklerim gezinirdi, zincirsiz
Sensizliğin ayrılığındaki samyelleri kavururdu
Vurulurdu her şey..
Yıldızlar gibi kayan,kanayan başka şeylerde vardı
Yanardım
Ayaklarımın altında ( kum saatleri)
Kum taneleri olurdu zaman
Sendelerdim her seferinde
Tutunacak tek şey kalırdı, o da sensizlik..
IV
Yakmasa rüzgar elerimi, yeşertmez miydim seni
Yürek yanmasa,kan dolmasa ayaklarıma koşmaz mıydım sana
Yıllarda geçse de bugün gibi bakmazmıydım gözlerine( yüzüne)
Kuruyacak olsamda damla olup düşmek istemez miydim çöl toprağına
Yazacak birşey bulsam sulara bile yazmaz mıydım hatıranı
Güneş yakmadan öncesi çöl ortasına düşmeseydi bedenim...
5.0
100% (5)