5
Yorum
2
Beğeni
4,3
Puan
1189
Okunma

Durgunluğundaki zamanda dingin olurduk ikimiz
içimizdeki çukurlarda içmeden biriktirirdik
kimi zaman göz yaşı olurdu akardık
kimi zaman kırmızı kan olurdu damarda dolaşırdık
büyüsündeki özlem sancılarını büyütürdük biz
üzülürdük sevinirdik anımız anımızı tutmadan
bazen üstümüze bir martı konar şarkısını söyler
Ay’sa sadece dinlerdi, şavkı vururdu yüzümüze
yüzen yunuslarımız olurdu hep düşlerimiz...
sıcaklığındaki çığlıklarımız olduğunda çağlayan olurduk
vuslatlarda sel gibi taşsakta
seslenirdik sevdiğimiz kadınların dudaklarına
damla olurduk
oluk oluk akardık...
gözlerimiz gri bulut gibi süzülürdü yükseklerde
düşerdik birlikte kurumuş sevmelerin topraklarına
an gelir bir karanfilin kökünü beslerdik
an gelir bir çınara dokunurduk aşk kazınan gövdesine...
akardı akışkanlığındaki hayat ellerimizden
su gibi aziz su gibi gururlu yaşardık yaşatırdık
yaşanmamışlıkları yeşertir sevgi büyütürdük küçük saksılarda
anlatamadıklarımız yeşil renkli okyanus olurdu
söyleyebildiklerimiz ise cılız bir pınar,
...k
ı
...v
r
...ı
m
...k
ı
...v
r
...ı
m
akarken sarılırdı tüm damlalarımız derelerde
giderken bir mechule...
nacar anlarda buhar olup ucsakta nemli bir havada
martıların kanatlarına dokunurduk
kavuşurken gökteki buluttaki yerimize
sağnak sağnak konuşarak düşerdik...
başlangıcımızdaki toprağa...
5.0
71% (5)
4.0
14% (1)
1.0
14% (1)