1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1378
Okunma
Efendimiz dedi,
arzu: ateş olmuş şaraptır
saçları arasından kadehlerle sunulan..
aşkın bir yansımasıdır ..
yansılan, yanıltmasın yalnızlığını.
aahh arzu,
hüzün olmuş dudağında,
var olacak neşenin
habercisidir,
bu dilberin ileteceği dudaklarla,
dedi bir diğeri,
yalnızca efendi sensen ..
kalça kemiklerinden yapılan
ateşleri düşürdü ocağına
ve devam etti,
hepsi senindir
karşı koyduğunda..
görülene inan!
-arkası dönük,çıplak, masada,
yangın renginde saçlarla
ayak parmakları üzerinde duran uzun sunak,
ateş gibi duru ..
"toprak" istediğinde ateşi,
görülenlerle
razı oldu,
doğumdan gelmiş gibi olanlara ..
ve kibir kabul buyurdu
arzu şarabının sarhoşluğuna..
-hata yapabilirsin, bu senin hikayen..
efendimiz dedi iç ses,
sağa yalpalandı ..
değerlendirirken gönlü,
sokaklarda yankılanan
kahkahalarca halisilasyonu,
serzenişini hatırladı,
"efendimiz" dedi iç ses,
bunu hissetmek yetmeli..
ve tatlı zevkler fısıldağında
sola eğildi dünyadanlığı..
gönül suyunun varlığı,
madem söndürmez ateşi,
madem yetmemeye yönelik yaratılışın,
varsın olsun tüm arzuların şarapla ..
iradesiz kolları kovalarken
ışık dolu kavanozları,
ayakları tersti..
artık ateşin bir parçasıydı..
özgür iradeyle aldığını,
verdi özgür iradece
sunaklara arzulu düşkünlere.
ve böylelikle çoğaldı
ateşten olan.
her şeyin bir o kadar tutarlı olduğunu bilip
gülümsediğinde!