18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1096
Okunma
dehlizleri gibi karınca yuvasının
daraldıkça derinleşiyor bu şehir günbegün
erken sönüyor parlak ışıklar yüzünde insanların
çaresizlik savurdukça donuk tükürüğünü suratlara
yetmiyor renkli perdeler soğuğu kapamaya
her gün bu kokuyu nefesliyorum sararan ciğerlerime
benim gibi maskeli ellerin ayasında
bir umut hâlâ arıyorum öğrendiğim değerleri
rüzgâr tınmasa da ne beni ne diğer yürüyen cesetleri
bir diğer güne atıyorum hayalleri gerçekleştirmeyi
sahi vardı değil mi ?
bir zamanlar benim düşlerim hayallerim
her tan yerinin koynundan isteksiz
öfkeli ama umutla kalktım hayata
düşlerimi hep sol cebime doldurdum
ya çok zaman erteledim ya unuttum
şimdi en süslü kelimeleri seçsem
kafi değil anlatmaya ahvali halimi
her solukta ciğerlerime dolan
ertelenmiş günlerin kederi
bahçemdeki güller korkuyor ayak sesimden
açmıyor yapraklarını nicedir küsüz
sebilce ziyan olan gençliğim insafsız
her daim yüreğimde dinmesiz kanayan güz
gözlerimde çalakalem sevdaların izleri
yarım ve kesik
duvarımda karakalem yaşam portresi
eski ve eksik
kalbin kararan topraklarına gömdüğüm
gizin şifresini bulamadı dilim
sustu sorgulama savaşmaktan erken caydı
ateşten çölleri geçti sürüdüğü sessizlik kervanı
sahte mutluluklar yumağı saçlarımda
sım sıkı dolanan savruldukça canımı yakan
her eğildiğimde yalanların önüne
doğru kalanlar çekiyor işkence
almıyor gönlünü çetrefilli teselli sözleri
damla damla da olsa döküyor gül dallarına
her bakışımda gecikmeli isyanını
belki bu yüzden açmıyor güller yaprağını
ama çatlamış porselen değilmiş hayat
beklemiyor ertelenen düşleri yapıştırmamı
bakmadan gözünün yaşına anın
siliyor bu zaman diliminden varlığımı
Blackless