6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1343
Okunma
Çelikten duvarların duvaksız gelini
Gök yarılır uzayınca elleri
Tutmak istediği kara fırtınalar
Beni hüznün oğlu diyerek koynuna çeker
Yağar damla damla kalemime kusurlar
Gecede şairlik ölümden beter
Ve ağlamaktır
Rahmet diye üstüme yağan
Yıkan ömrümdeki umuttan örgülü desenleri
Hasret denilen demirden tokmak
Dayanır yürek kapısına acımasız
Geceleri sorguda beynim
İşkence olur cevabı sevda isteyen sorular
Uyutmaz bir ses burası değil ki ana kucağı
Vatandan ayrılığın diğer adı amansız gurbet
Duvaksız kalmış gelinin yatağı
Dost yok düşman içimde taht kurmuş
Çiçek solgunluğu iki büklüm masumiyetim
Bülbül perişan gülistanım harabe
Kulak gül kokulu sesleri çoktan unutmuş
Mecalim kalmadı
Çelik kapılı gurbette kilitli kabiliyetim
Ardımda yaktığım gemilerin külleri
Yıkık köprüler üstüne tüneyen baykuşlar
Rahmetten yoksun gurbette yağmurlar
Bir çocuk gibi diz çökmüş
Açılmış kalbimin semaya elleri
Bekler durur vatandan gelecek dost sesleri
Çelikten duvarların duvaksız gelini gurbet
Durma hadi yalvarırım
Beni merhamet bilmez yatağından azad et
Ah hasretler özlemler sevgili kokan vatan bir yana
Bir de gurbette çöl yalnızlığı kara kışlar olmasa
/kalin ]