Zamansız bir aşkı soyunup geldim uzaklardan
Dilimdeki sözcükler çırılçıplak
Yüreğim, başlamadan biten bir aşkın canisidir şimdi.
Bu yüzden kan kokuyor sahibini reddeden ellerim.

Toprak cemresiyle sevişirken
Çiçekleri bir bir soluyor baharlarımın
Gidişinin ardından
Peşine düştüğüm huzur,
Umduğum rahatlama çoktan terk etmiş bu şehri.
Kıyamet yaşanıyor incecik gül dalında.

Bir şiirin rediflerinde
Bir şarkının dağılan notalarında
Yaş döküyor gözlerim
Su gibi gittin,su gibi gel diye.
Kadim bir dostu uğurlar gibi
Uğurluyorum seni.

Yalın ayak adımlarının ardına düşmüş adımlarım
Bir sokak çocuğu
Nasıl korkarsa karanlığından gecenin
Nasıl üşürse sahipsizlikten kavrulan yüreğiyle
Ağlamamak için nasıl yutkunursa
Ve nasıl sarılırsa kendine
Öylece azaptayım.

Zamanın davetkar boşluğuna
Bir aşk asıyorum
Bir rüyaya salıyorum yastığımda kendimi
Kalbimi adıyorum dönüşüne
Sözcüklerim ki sığmıyor sayıklamalı bir uykuya
Çığlık çığlık dolduruyor geceyi
‘’Dön sevdiceğim
Ölü bir bedeni nefesinle dirilt
Sesinin buğusunda ısıt ellerimi.
Git…dediğimi unut şimdi.
Bir kez daha içinde aşk olan bir dilek tut
Gel çıkar beni bu izbe sokaklardan
Dağ başlarına sür yalnızlığımı
Yüzünde ateşe ver hüzünlerimi
Kurtar bu çok yönlü işgalden beni.

Görüyor musun
Tavanı çöktü ömrümün
Çatısı uçtu yarınlarımın
Gel şimdi
Üstü açık kalsın mavi gökyüzünün
Köpürsün dalgalarına küskün denizlerim
Gelmezsen
Kaldığı güzellikte başlamazsa bizim öykümüz
Ve sen sevmezsen bizi yeniden
Ölürüm
Ölürüz biz____