8
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1559
Okunma

Islak bir güz gününde eşiğe sığınmış bulmuştum seni...
seçebildiğim tek yerin mahzun bakan gözlerindi
öyle bir bakmıştın ki gözlerime...
çamuruna aldırmadan bağrıma bastım...
titriyordun...
üşümüştün benim gibi...
Sarmalayınca havlulara
titreyen bedeninden ellerime yayılan
sıcak enerjini hissettim önce...
o zaman başladı seninle bağım...
konuşabilseydin keşke...
Kokulu şampuanlarla yıkadım
balçıktan kaybolmuş tüylerini...
bir kutu saç bakım kremi harcadım yumuşasın diye...
kuruyunca ne güzel olmuştu altın sarısı tüylerin
bir de onları fırçalardım...
Karnıbaharı seven cinsinin ilki sen olmalısın
bir keresinde mozaik pasta yemeni
ağzım açık seyretmiştim unutmuyorum...
garip ama asildin be canım...
Durup dururken çılgın gibi koşturmanı
bana benzetirdi anneannen...
hadi senin tüylerin uzundu ondan
öyle gözüküyordun
hem sen daha hızlı koşuyordun...
hiç işte anneannen de böyle...
Sonra bir gün...
ayağımda sallayarak uyuttuğum seni
doğal yaşam alanına salmamı söylediler bana
mutsuz muydun?
saçlarımı yün sanıp tepemde oynamaktan mı sıkıldın bilmiyorum...
çok sevdiğim tüylerin dert olmuştu başımıza...
çok kavgalar ettim senin için
ama kızma...
Seni hiç unutmadım...
yastığımdaki tüylerinin ağzıma girmesini bile özledim..
mozaik pasta yiyiyor musun hâlâ?
S.G
5.0
100% (13)