17
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1668
Okunma

Sevdiğim, nazlı yârim ele olmaz oralı
Lakin bekler sabırla, kanar kalbi yaralı
*
Aradığın ben miydim; iyice bakındın mı
Aklının değil gülüm ruhunun kuytusuna
Geceyi günle karıp rüzgara yakındın mı
Alıp beni uzaktan getirirken usuna
Zaman ki gözlerimde akarken sanki serap
Her gün başlarken yeni acılar devşiririm
Kadere karşı gelmek insanı eder harap
Loş ışıkta duvara gölgeni düşürürüm
Üstüme basıp geçen ayaklar tıpkı hazan
Anlaşılmaz bir ego peşinde zincirlenip
Ezip beni toz edip kimdir rüzgârla tozan
Bu gölgeler oyun mu; oynuyorlar kirlenip
Birleşmek, yeterince; olmayacaksa makul
Ruhun ruhumdan parça olmalı yoktur çare
Bekleyecek vuslatı aşka inanırsa kul
Yolu yolla katlayan elbet ulaşır yâre
Burası Bâbil değil; ben ne Hârût, ne Marut
Ve sen Zühre değilsin, çalmadın sırlarımı
Cezamız yok; vade var; olma böyle ceberut
Canımı fazla yakma sakla kusurlarımı
Sen, ey nehir gözlü yâr; sen sözünün erisin
Bil ki bu gönül sana her dem hıyaban gülüm
Sen, aldığın nefesle bazen ben,-Güneri’sin-
Bunu bil, böyle yaşa, ey mahzun yaban gülüm
Güneri Yıldız (Elazığ, 17.03.2012)
5.0
100% (19)