20
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1471
Okunma

gerçeğin tezgahında rengarenk dokundu kilimler
alı moru beyazı siyahıydı payımıza düşen
daraldıkça derisi kalbin ince tellerinin
birbirine karıştı renkleri kilimlerin
yedi katlı yetmiş sırlı göğün altında açıldı gözlerim
ellerim kapamaya çalıştıkça engel olamadım zamana
patladı avucumda dinamit tadında yitirilmiş yaşamlar
yıkmasaydı ağzında duayla dolaşan günahlar tapınağımı
şimdi olmazdım günahkar
ve yeterdi savunmaya direnci sabrımın
görmeseydi gerçeğin dibini gözlerim
her gün rüzgârın tambur namesiyle düştü üç dört taş
köşe başlarında yaralandı aynı cümle gençliğin şarkıları
gözledi yarılmış duvarlardan melekeler film gibi
bölünmedi konuşan dudaklarında sessizlik
inliyordu güzel yüzlü ceylan
balta ucunda büyüyen kendi kanının zehriydi içine yayılan
yetmedi sarmaya şefkati bilmeyen kollarım
tutamadım acısını karnındaki kangrenin
kayboldu doyumsuz iştahlarda solgun yüzü mum gibi
geniş alınların kirli kararlarıyla kesilmiş kara urgan
örf pazarında bir yumurta kabuğu karşılığında yağdı
kapkara nefret yağmurları üstüne kar tanesinin
kendi ördükleri kafeslerde kanı aktı içli türkülerin
dış kabukları dökülmeye başladıkça bedenimin
kapkara kabuklara büründü yüreğim
çaresizlik üreten sığınaklarda pestile döndü yüzüm
susmamalıydı baloncuya bağıran çocuk sesleri
bu yüzden yaktı şeker çuvallarını yıkayıp
mintan diken eller kendi ağıtını
rüzgâr bile bir avuç toprak atamıyorken tepelerden
taş toplayıp tarla açtım kederli filizlerime
dümdüz ovalara ektiğim tohumların mahsulünü
mayın tarlasından topladı kan içen avuçlarım
sanki kudretten bitmiş kökü seksen şehre uzanan
kara ağaçların orağı vurdukça
kefen bezine büründü altın renkli başaklar
çok karışıktı kilimlerin rengi seçemedim sevgininkini
inanmak istemedim nankör olduğuna
yavru taşıyan boncuk kedimin
açar açmaz gözünü kelebek kadar bile değildi ömrü
anasının ağzındaydı can çekişen damarları
tutup kafasını kılçığını çıkarmak vardı acıların
denedim görünceye kadar
neşeyle avuçlarını salyasıyla ovuşturanın sıfatını
kurumamıştı gözyaşlarımdan ıslanan mendiller
son çürümüş vagon kalkarken bu istasyondan
bu yüzden sallayamadı ellerim
Blackless