..

ilk satırını yazamadığım şiirlerim vardı sana dair
yazmayı beceremediğim , utandığımdan
kendime kızmalarım sonrasında - sana kıyamadığımdan -
içime dolardın aniden boğazımda efkar düğümü
dokunurdum yüzüme titrerdi ellerim dokunurdum yine
gözyaşımda kan tadı hasretin şehveti
kalbimi hatmederdi durmadan miadı dolmuş bir sancı
irkilirdim korkardım



gece düşerdi gözümden dudağımdan tuz tadı
kirpiklerim secde ederken kutsal bir bakışa
kağıt gemiler yaratırdım düşümde plastik çiçekler
ismini bilmediğim ölü masal perileri
sen diye biriydin içimde kimsenin olmadığı bir yerde
uyurdum seninle uyanırdım düşümde
- mavi bir deniz yeşil bakış kırmızı öpüş -
ikimiz ölürdük ikimiz senin kollarında


/..

(işte) böyle yalnız bir gece ,dolunay sadece
belki dedim Ganj’a savrulurdu külüm sevilmeseydin böyle
yüzümdeki çizgileri çizmeseydi Nirvana..
gözlerimi kapatırdım belki seni çıkarırken kalbimden
ağlardım sonra sarılıp başucumda son damlasına acının
kutsanırdım ve adım yazılırdı mutlak eski bir katadrale
giderdim öyle çürümüş bir düşle zamansız yok olmak için
mülteci soylu ruhun peşinden
ben sende ölmezdim hiç


../



nedenini sorma seni sevmenin
sözgelimi yanlış bir yazıydın ak alna
serabı ya da yeşil iki gözün astigmat
kırılması tende güneşin yanılgısı yüreğin
belki de denizde boğulması bir balığın
ne bileyim..



ve..

üç güneş battı ardından acın ruhumu tavaf edeli
soyundum ardından günaha tek şahidim ellerim
şakağımda izi yalnızlığa sıktığım kurşunun
kapımda gölge ecel sırtımda giyotin
demem o ki şimdi ;
bitmişken içimde şarkısı
gömelim sonsuza bu aşkı
kabri yüreğimdir..

…