3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1143
Okunma
Kara bir heykel gibi donuk gözlerin
Güneş esir kalmış bakışında
Paslı bir hançer misali
Üzerime çekilmiş kirpiklerin
Savrulmuş güllerim esen rüzgârda
Şarkı söyler küllerim ayrılığa
Hoşça kal ey şehir!
Sevdiğimin kokusu dolaşırken sokaklarında
Ben kalamam yüreğimle tek başıma
Elveda yüreği hasret kokan diyar
Hoşçakal ey şehir
Boş ver su dökme arkamdan
Ben sessizce giderim
Bir tren gibi ağır ağır…
Umarsızca ağlasın,
Boynu bükük nehirlerin isterse
Nafile duramam ben sende
Yârimi elimden koparan el rüzgârı
Estikçe caddelerinde
Anılarım daha canlı dururken parklarında
Kuytu gölgelerinde nefesim daralır.
Ben yaşayamam sende
Beyaz bulutların senin olsun
Ben hasretimi omuzlayıp gidiyorum
Üstü sende kalsın imkânsız aşklarımın
Unuturum nasılsa
Adı bende hatıra olan
Saçları denizde ıslanmış
Gül dudaklı,
Elleri karanfil kokan yâri
Yağmur bir daha yağmayacak eskisi gibi
Islanmayacağım yârimle bir daha kaldırımlarında
Onun kokusunu taşıdıkça bulvarların,
Ben alışamam
Hoşçakal ey şehir
ufuklarında kaybolacağım birazdan
Bir gemi gibi
Arkamdan el sallama boşuna
Elveda gülleri pürmelal kokan
yağmuru ağlayan şehir
Hoşçakal…
08 10 2007
Hüseyin Özbay