2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1072
Okunma
YOKLUĞUN BİR UÇURUM
sevinç tohumları ekerdim tarlalarına
hasat zamanı sararan
hüzünleri biçerdim yokluğunda
toprağa dayardı yüzünü
dağlar genişliğinde büyüyen
umut solurdu korkuluklar
demir kokan trenlerine
el sallardın küçülerek
her şey küçüldü aslında
ufacık bir nokta farz et
ben de bir nokta oldum küçüldüm
büyüyen ufukların ardından
geceyi beklemiyorum artık
yıldızları görmek için
yukarıya bakmıyorum bile
camın soğukluğu şakaklarımı dondurdu
kayboluyorum
gözlerimi açtığımda pencereye
ufacık ışıklar yansıdı
küçülen gözlerime
uzaklardı küçülen...
kutsal gelirdi koyunlarım
çoban olsaydım farz et
küçülseydim karıncalar uğruna
bazen isterdim kim istemezdi
yağmurun kokusunu
topraktan önce solumak
yaşamak bir günü
kelebek tadında bilmeden
sevinç tohumları ekerdim tarlalarına
ve tohumlar büyürdü yokluğundan
güneş de büyüdü küçülen raylarda
dağların sevinciydi
bir uçuruma büyüyen yokluğun